Herşey kaldığı yerden devam etti...

Evet arkadaşlar,

Herkese tekrar merhaba. Uzunca bir aradan sonra yazılarıma kaldığım yerden devam etme kararı aldım. Bir süre motosiklet yazısı yazmadım. Biraz içimden gelmedi, biraz da rapor verir gibi her şeyi buraya aktarmış gibi oluyor diye yazmadım. Sonradan dedim ki; yazmak gerekli... Ben de klavye başı yaptım aylar sonra. Neyse efendim lafı fazla uzatmadan "Devam Serisi" adlı bu yazımın içeriğine hemen geleyim.

Biliyorsunuz, geçen sene bu zamanlarda ilk göz ağrım olan YBR 250 ile daha 4500. kilometremde ve motorum henüz dört aylıkken süpersonik ciddi bir kaza geçirmiştim. Allah'ın korumasıyla öylesine bir kazadan sol diz kırığı gibi son derece hayati olmayan ve şu anda çok az bir hasar bırakarak iyileşen yaralanma ile kurtulmuştum. Ancak motor haşat olmuştu.

Cana geleceğine mala gelsin, felsefesi gereği kazadan sonra acayip iyi hissettim kendimi. Sanki kaza geçirmiş gibi değil de yeniden doğmuş kadar kendimi hafif hissediyordum. Hayatta her ne olursa olsun gülüp geçerim abi, modunda takılmam pek tabii ki uzun sürmedi. Çünkü, hayatın saçma sapan şeyleri ile uğraçmak zorunda kaldıkça bir noktadan sonra kaza sayesinde erdiğim katmandu felsefesi, yerini zottirik gündelik hayat teorilerine bırakıyor.

Kazadan sonraki ilk üç ay yoğun biçimde "katmandu" rahipleri gibi herşeye "eyvallah" modunda geçti. Sonraki üç ayda girdiğim mali bunalım; ki üç ay çalışmayınca; bazı arkadaşların tabiri ile "eşşek gibi yatınca" nakit akışı durunca yani, feci zorluklarla geçti. Elektrik faturaları, doğalgaz faturaları vs vs... Kabus gibi gündemi meşgul ediyordu.

Sonraki üç ayda artık çalışmaya başlamıştım. Girdiğim mali bunalımı yavaş yavaş emin adımlarla aşıyordum. Tabi bu dönemlerin hepsi hem sağlık açısından dizimin gücünün zayıf olması nedeniyle hem de maddi açıdan cüzdanımın boş olması nedeniyle hem de kaza sonrası ilk aşamada olmasa da zamanla gelişen motosikletten soğuma nedeniyle motosikletsiz geçti.

Üçüncü üç aylarda, yani 2009 Mayısında bir arkadaşımın yeni aldığı Honda Silverwing 400 model maxiscooter motosikleti ile bir akşam vakti ziyaretime gelmesi ve motorunu bana "şöyle bir tur at istersen" diye vermesi ile herşey kaldığı yerden devam etti.